Altın, değerli metaller arasında en az oksitlenen ve en dayanıklı olanlardan biridir. Bu sorunun yanıtı, altının saflık derecesi ve üzerindeki alaşımlara göre değişiklik gösterebilir. Bu yazıda, altın küpenin suya karşı direnci ve günlük kullanımını detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Saf altın (24 ayar), suya girdiğinde kararmaz. Fakat satılan altın küpeler çoğunlukla 18 veya 14 ayardır. Bu ayarlarda altına başka metaller eklenerek alaşım oluşturulur. Eğer bu ek metaller kalitesizse, zamanla oksitlenme veya kararma meydana gelebilir.
Altın küpe modellerinin gerçek olup olmadığını test etmenin birkaç güvenilir yöntemi vardır:
Mıknatıs Testi: Altın, manyetik değildir. Eğer küpe mıknatısa yapışıyorsa, içinde başka metaller olabilir.
Sirke Testi: Gerçek altın, sirkeye maruz kaldığında rengini korur. Ancak sahte küpelerde kararma görülebilir.
Yoğunluk Testi: Altının yoğunluğu 19.3 g/cm³’tür. Bu değeri ölçmek için hassas teraziler kullanılabilir.
Altın doğası gereği inert bir elementtir. Yani su, oksijen ve çoğu kimyasal ile tepkimeye girmez. Bu özellik sayesinde altın takılar, özellikle kadınlar tarafından günlük kullanıma uygundur. Ancak altın küpenin üzerindeki taş, kaplama ya da kaynak bölgeleri zamanla aşınabilir. Bu nedenle, küpe yüzeyinde lokal kararmalar meydana gelebilir.
Özellikle 14 ayar altın ürünlerinde alaşım olduğu için, su ve sabunla temas ettiğinde bölgelerde kararmalar olabilir. Ancak bu durum küpenin tamamen kararacağı anlamına gelmez.
Gerçek bir altın küpe, suya maruz kaldığında:
Parlaklığını yitirmez
Kararma veya paslanma yapmaz
Alerjik reaksiyona neden olmaz
Sahte ya da düşük kaliteli takılarda ise bu etkilerin görülme olasılığı daha yüksektir. Gerçek altın ürünlerde genellikle 585 (14 ayar), 750 (18 ayar) gibi damgalar bulunur. Kadın küpe tercihlerinde bu damgaları kontrol etmek, kalite garantisi açısından oldukça önemlidir.
Kadınların günlük hayatta altın takı kullanımı oldukça yaygındır. Ancak altın küpe ile banyo yapmak ya da havuza girmek, ürünün uzun ömürlü olmasını etkileyebilir. Çünkü sudaki klor, sabun artıkları ve şampuan gibi kimyasallar uzun vadede altının yapısına zarar verebilir.
Kullanıcıların %72’si, altın takılarını banyoda veya denizde de kullanıyor. Ancak bu kişilerin %38’i, birkaç yıl içinde küpelerinde renk değişimi gözlemlemiş. [Kaynak: Türkiye Takı ve Mücevher Araştırmaları]
Duşta takılacaksa, sade ve taşsız modeller tercih edilmelidir. Çünkü taşlı kadın altın küpe tasarımlarında, taşların düşme veya kararma riski daha yüksektir. Ayrıca duş sırasında şampuan ve sabun kalıntıları küpenin aralarına girerek, temizliğini zorlaştırabilir.
Günlük kullanımda 14 ayar altın sade küpe tercihleri daha uygundur. Ancak yine de, duş öncesi küpenin çıkarılması önerilir. Bu, hem hijyen açısından hem de takının ömrünü uzatmak için önemlidir.
Deniz suyu, yüksek oranda tuz içerdiğinden altın takılar için zararlı olabilir. Tuz, altın yüzeyinde mikro aşınmalara neden olabilir. Ayrıca denizdeki kum ve dalgalar, özellikle klipsli modellerde gevşemeye ya da kaybolmaya sebep olabilir.
Altın küpe ile denize girenlerin %45’i, tatil sonrası ürünlerinde matlaşma veya renk değişimi gözlemlemiştir. Bu nedenle denize girmeden önce takıların çıkarılması önerilir. Ve Tuzlu sudan sonra kesinlikle tatlı su ile durulanmalıdır.
Sonuç olarak, altın küpeler suya karşı oldukça dayanıklıdır, ancak kullanım koşulları bu dayanıklılığı etkiler. Gerçek altın ürünlerde genellikle kararma yaşanmaz. Yine de duş, havuz ya da deniz gibi ortamlarda uzun süreli temas önerilmez. Kaliteli bir kadın küpe tercihinde, ürünün ayarı, damgası ve kullanım talimatlarına dikkat edilmelidir.
Altın takıların hem estetik hem de maddi değeri olduğu unutulmamalı ve buna göre özenle korunmalıdır. Altın küpe seçerken kaliteli ve güvenilir markalardan alışveriş yapmak, uzun vadede hem görünüm hem de dayanıklılık açısından büyük fark yaratır. Unutulmamalıdır ki, doğru bakım ve kullanım ile altın takılar yıllarca ilk günkü parlaklığını koruyabilir.